kadinlarsayfasi - Bebeklerde Ateşe Bağlı Havale

Bebeklerde Ateşe Bağlı Havale

Havale Nedir?

Havale, merkezî sinir sistemi hastalığı veya va zife bozukluklarında, çocukluk çağında sık görülen, aileyi paniğe ve telâşa sevkeden bilincin bir denbire kaybı, göz, yüz ve diğer vücut adalelerinin kasılmasıyla belirlenen bir arazlar topluluğudur.
Havalenin daha çok, çocuklarda görülmesinin sebep ve mekanizması henüz iyice aydınlatılma mıştır. Ancak merkezî sinir sistemindeki elektri ksel faaliyetin düzensizliği sonucu meydana ge len tahrişin, havaleye sebep olduğu düşünülmek tedir.
Havale gelince çocuk bilincini kaybeder, Gözler kayar, bir noktaya bakar ve sabitleşir. Dişler kenetlenir, göz kapakları, yüz adaleleri ve vücudun diğer bölümleri dü zensiz bir şekilde kasılır. ve hareket eder. Solu num güçleşir, dudak kenarlarında köpükler belirir, çocuk idrarını ve kakasını kaçırabilir. Havaleler genellikle iki grupta toplanır.
1-Akut (aniden) gelen tekrarlamayan havaleler.
2- Kronik (eski) veya tekrarlayan havaleler.

1-Akut (Aniden Gelen) veya Tekrarlamayan Havaleler:

a) Yeni doğan çağında düşük kilolu, doğum travması geçiren ve metabolik bir hastalığı olan çocuklarda yüzde bir nispetinde görülür. Güçsüz bağırma, solunum yavaşlaması, ense sertliği göz kapakları, el ve ayak parmaklarında kasılmalar ve çiğneme hareketleri şeklinde belli olur. Yeni doğan bebekte görülen havale, üç günden fazla sürerse ve kalp atışlarında yavaşlama olursa, sonuç iyi değildir.
b) Süt çocuklarında ve oyun çağı çocuklarında görülen havale sebepleri çok çeşitlidir. Yaklaşık olarak çocukların % 3-5’inde hayatın altıncı ayın-dan sonra 2-3 sene içinde, ateşli hastalıklarda gö-rülen havaleler, altı-sekiz yaşlarından sonra çok azalır. Sebepleri arasında, kalsiyum noksanlığı tanisi, kafa travması, kurşun zehirlenmeleri, havasızlık kanda şeker azlığı , akut nefrit ve sara sayı-bilir.
Her ateşli çocuk havale olmaz. Yine de tedbirli ol-mak, ateşini herkesin ya-pabileceği usullerle düşür-meye çalışmak gereklidir, her çocukta, havale yapa-bilecek ateş yüksekliği değişiktir. Erkek çocuklarda kızlara göre 2 misli daha sıklıkta görülür. Ateşli hastalıklara bağlı havaleler uzun sürmezler. 10 daki-kayı geçen nöbetler sarayı düşündürür.
Yüksek ateşe bağlı havalelerin, %5-10 kadarı saraya dönüşebilir. Bu durumda hayatî tehlike riski vardır. Hava yollarının tıkanması ve kusmuk yutulması hayatî tehlikeyi artırır. Yapılacak iş, derhâl hekime gidip, havalenin kontrol altına alınması, hava yolunun açıktutulması, oksijen te-nefüsü, solunum yolundaki ifrazatın aspirasyonu (çekilmesi) gibi, acil tedbirlerin alınmasıdır. Bunun yanında, havaleye karşı ilâçlar derhâl uygulanmalı ve esas sebebe göre, gerekli tedbirler alınmalıdır.

2-Kronik veya Tekrarlayan Havaleler ( Saralar)

Sara nöbetleri, beyin dokusundaki fonksiyon bozukluğu olayıdır. Çocuğun huysuzluğu, çok ağlaması, iştahsızlığı, baş ağrısı, aklî durgunluk, anne ve babaya nöbetin geleceğini düşündürmelidir. Bazen yavaş yavaş, bazen aniden gelir. Havale krizi gelmeyen sara çeşitleri de mevcuttur.
Bugün büyük hastanelerde sırf sara ile uğraşan bilim dalı vardır. Her hastanın durumuna, hastalığın tipine göre tedavi uygulanır.
Havaleli Çocuğa Ne Yapmalır. Havale çocukta yarı koma hâli yaptığından aile büyük bir telâş ve panik içindedir. Hâlbuki hiç telâşa kapılmadan en yakın doktorun yardımını istemek lâzımdır.
Çocuk bebekse kundağı açılır. Serbest hâle getirilir. Çocuk büyükse yatağa yatırılır. Ateşi yüksekse, önceden bilinen ateş düşürücüler verilir. Ateş, soğuk kompresle düşürülmeye çalışılır. Nöbet hâlinde iken, eli, ayağı serbest tutulur. Yoksa kırıklar, yaralanmalar olabilir, bu arada dilini ısırmaması için, diş arasına cetvel, mandal veya diş fırçası sapı gibi bir cisim konur ve doktor müdahalesi bek-lenir.

 KATILMA

Herhangi bir sebeple korkma ve bir yerini incitme sonucu olan katılma, geçici solunum ve geçici kalp durması şeklinde meydana gelir.

1- Geçici solunum durmasıyla oluşan katılma, bebeklik ve iki üç yaşlarındaki çocuklarda sık görülür. Başlangıçta küçük çocuk bir iki kere bağırır, sonunda nefesi kesilir morarır. Mavi katılmada 20 saniye sonra da bilinç kaybolur. Çocuğun sırtı yay gibi geriye büküktür ve baş geriye atılır. Çoğunlukla çocuk altını ıslatır. Birkaç saniye sonra solunum tekrar başlar ve morarma kaybolur. Bir iki dakikalık durgunluktan sonra çocuk normale döner.
2- İkinci tip katılmalar geçiçi olarak kalp durması şeklindedir. Beklenmeyen bir zamanda ortaya çıkar. Nöbet süresi kısadır. Erken çocukluk dönemlerinde sık olur. Büyük çocukluk dönemine kadar sürer. Ani düşmeler, başın bir yere vurması gibi ağırılı halde, birden çığlık atan çocuk, bir saniye içinde bembeyaz olur kasılır ve bilincini kaybeder. Kısa bir müddet sonra açılır. Mavi katılmaya göre daha az sıklıkta görülür.

Katılıma geçirmekte olan çocuğa bir tedavi gerekmez. Kısa bir zaman sonra çocuk eski haline gelir. Böyle çocukların huyuna göre hareket etmek özel bir korumada bulunmak yapılacak en doğru yoldur.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol