Hamilelik planlayan kadınlar her ay "Acaba bu ay hamile kaldım mı?" sorusunu kendilerine sorarlar ve bedenlerindeki değişikliklerin hamilelik ile ilgili olup olmadığını merak ederler.
Gerçekten de bazı belirti ve bulgular "hamile miyim?" sorusunun cevabının "evet" olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösterir.
Gebelik (hamilelik) belirtileri
Aşağıdaki belirtiler hamileliğin ilk döneminde en sık görülen belirtilerdir:
-
Beklenen adetin gecikmesi
-
Memelerde dolgunluk, hassasiyet, meme ucunda koyulaşma, meme başında karıncalanma hissi
-
Karnın alt kısmında dolgunluk, şişkinlik ve bazen hassasiyet
-
Bulantı ve bazen kusma
-
Yorgunluk, uykuya eğilim, başdönmesi
-
Sık idrara çıkma
- Vajina salgılarının artması
- Bel ağrısı, kasıklarda ağrı
Bu belirtiler gebelik oluştuğu andan itibaren vücudunuzda salgılanmaya başlanan gebelik hormonlarının ve salgılanma miktarı artan östrojen ve progesteron hormonlarının etkisiyle meydana gelir. Bu fizyolojik hormonal değişikliklerin esas amacı vücudunuzun gebeliğe uyumunun sağlanması ve bebeğinizin gelişmesidir.
Bu belirtiler muhtemel bir gebeliğin habercisidir. Kesin tanı için gebelik testi yapılmalı veya ultrasonda gebelik gözlenmelidir.
Gebelik (hamilelik) testleri
Gebelik rahim içinde (dış gebelik durumunda tüplerde ya da karın boşluğu gibi bir yerde) yerleştiği andan itibaren trofoblast hücreleri tarafından HCG (Human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. Normalde kanda ve idrarda eser miktarda bulunan bu hormonun arttığının çeşitli testlerle gösterilmesi (HCG salgılayan tümörlerin olduğu çok ender durumlar hariç) vücutta bir gebelik olduğunun kesin kanıtıdır.
Kandaki ve idrardaki HCG seviyesinin bu hormona yapısal olarak çok benzeyen luteinizan hormon (LH) adlı yumurtlamadan sorumlu hormon ile karışmasını önlemek için HCG hormonunun beta fraksiyonu yani ß-HCGölçümü yapılır.
İdrarda yapılan gebelik testleri (plano test):
Kanda ß-HCG belli bir eşik seviyesine ulaştığında idrara çıkmaya başlar ve gebeliğin ilerlemesiyle idrardaki seviye artar. İdrarla yapılan gebelik testlerinin esası bu ß-HCG'ninvarlığının ya da yokluğunun saptanmasına dayanır. Çeşitli testlerin hassasiyeti arasındaki farklılıklar idrardaki seviyeyi tanıyıp tanıyamamalarına bağlıdır. Hassas bir test idrarda gebeliğin en erken dönemlerindeki düşük seviyedeki ß-HCG'yi tanıyabilirken, hassas olmayan testler gebelik biraz daha ilerleyip idrardaki seviye yükseldiğinde, yani daha geç bir dönemde gebeliği tanıyabilirler. |
İdrar testlerinde "gebelik müspet" sonucu alındığında hata oranı oldukça düşüktür. Ancak "gebelik menfi" sonucu veren testin bir süre sonra tekrarlanması uygundur.
Eczanelerde ya da evlerde kullanılan hazır test kitleri yardımıyla uygulanan idrarda gebelik testlerinin güvenilirliği üretici firma tarafından her ne kadar %99 olarak belirtilse de yapılan çalışmalar özellikle adet gecikmesinin 10 günden daha az olduğu durumlarda hata oranının %50'lerde olabileceğini göstermektedir ("Hata" genellikle testin hassasiyetinin düşük olması nedeniyle varolan bir gebeliği saptayamaması şeklinde olmaktadır. Ancak tam tersi de mümkündür).
Laboratuvarda uygulanan idrarda gebelik testleri ise adet gecikmesinin daha az olduğu zamanlarda da güvenilir sonuç verebilmektedir. Bu testler daha düşük hormon seviyelerini tanıyabilen ve bu yüzden de hazır test kitlerine göre daha hassas olan testlerdir.
Kan testi (kanda beta HCG ölçümü):
İdrar testleri ß-HCG'nin varlığını ya da yokluğunu saptayabilirken kan testleri ß-HCG'nin kandaki seviyesinisaptarlar. Böylece hormon salgısının başladığı en erken dönemlerde, henüz adet gecikmesi bile olmadan kanda ß-HCG seviyesi saptanarak gebeliğin tanısı konabilir, ya da gebelik oluşmadığı yönünde kesin karar verilebilir.
Kanda ß-HCG testi gebelik testi olarak kullanılmasının yanında dış gebelik, mol gebeliği, düşük gibi durumların tanısında da kullanılan oldukça değerli bir tanı aracıdır.
Ultrasonografi yardımı ile gebelik tanısı
Adet gecikmesi birkaç günü bulduğunda gebelik testi yapılmaksızın vajinal ultrasonografi yardımıyla gebelik kesin tanısı konabilir. Abdominal (karından bakılan) ultrasonografide ise adet gecikmesi en az bir hafta olmalıdır.
Erken gebelik döneminde yapılan ultrasonografinin önemi:
Gebelik testinin müspet çıkması gebelik varlığının kesin kanıtıdır, ancak gebelik tanısı konduktan sonra cevap arayan önemli sorular vardır:
gebelik normal mi?
-
gebelik rahim içinde midir, yoksa bir dış gebelik mi söz konusudur?
-
bebek canlı mıdır?
-
mol gebeliği söz konusu olabilir mi?
-
çoğul gebelik söz konusu olabilir mi?

Yukarıdaki durumlar ileri aşamalara kadar hiç bir belirti vermeyebilir. Bu yüzden gebelik testi yapıldıktan sonra hiç bir şikayetiniz olmasa bile en erken dönemde doktor kontrolüne gitmeniz önemlidir. Yapılan basit bir ultrasonografi incelemesi, ya da gebelik çok erken dönemdeyse seri ultrasonografilerle gebeliğin yakın takibe alınması muhtemel normaldışı durumların en erken dönemde ortaya çıkarılmasını sağlar. Erken gebelik döneminde normaldışı durumların erken tanısı tedavi şansınızı önemli derecede yükseltir.
Erken gebelik döneminde yapılan ultrasonografinin en büyük yararlarından biri de son adet tarihiniz ile gebelik haftanız arasındaki uyumun belirlenmesidir. Erken dönemde yapılan ultrasonun gebelik haftasını belirlemedeki hata payı ±3 gündür, buna karşın miyadına yakın yapılan ultrasonun hata payı ±3 hafta olabilir! Bu incelemenin yapılmış olması gebeliğinizin ilerleyen dönemlerinde, belirttiğiniz son adet tarihi ile bebek ölçüleri arasında bir uyumsuzluk olduğunda, bebeğinizin miadı konusunda şüpheler oluştuğunda çok önemli veriler sağlar.